Bugünkü konumuz 11.03.2017 tarihinde Hollanda'nın aşırı sağcı ve milliyetçi kısmının Türkiye'nin Aile ve sosyal politikalar bakanımıza yaptığı küstahlıktan bahsedeceğiz. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki yaptıklarının herhangi bir uluslar arası teamülde karşılığı yoktur. Hollanda hükümeti bu yaptıkları adına bütün dünyadan ve Türkiye'den özür dilemelidir. Kendi ülkesinin bir toprağı olarak kabul edilen Türkiye başkonsolosluğuna gitmek isteyen sayın bakanımız Fatma Betül Sayan Kaya ' nın aracını durdurup kendisini saatlerce aracın içerisinde tutmuşlardır. Ve ilerleyen saatlerde sınır dışı etmişlerdir. Hangi ülkeden olursa olsun kendi başkonsolosluğuna gitmek isteyen bir yetkiliye bu şekilde muamele yapmak siyasi bir suçtur. Özellikle bunun gibi sınır tanımaz bir uygulamayı uluslar arası dokunulmazlığı olan bir bakana yapmak siyasi suçun niteliğini daha da arttırmaktadır. Böylesi bir hareket kabul edilemez. Ancak maalesef ki 2017 Avrupasın da bu gibi muameleler görmekteyiz. Bunun yanı sıra en yaşadıkları ülkelerine gelen bakanını görmek isteyen Hollanda da ki Türk vatandaşlarına yaptıkları insanlık dışı muamele ile de bir başka skandala imza atmışlardır. Hollanda Türk vatandaşlarımızın en doğal hakkı olan düşünce özgürlüğüne bir kilit vurmak istemiştir. Konsolosluk binası çevresinde toplanan Türk vatandaşlarının tek bir isteği vardı. O istek ise kendilerini görmeye gelen bakanları dinlemek ve onunla hasret gidermek. Kendi ülkelerinde olan bitenler hakkında üst düzey bir yetkiliden bilgi almaktı onların tek istedikleri. Ancak Hollanda hükümeti Hollanda da ki Türk vatandaşlarımızın bu en temel hakkı olan haklarını gasp etmekle birlikte dozajı oldukça yüksek ve insanlık dışı eylemler ile Türk vatandaşlarımızın üzerine atlarla ve köpeklerle saldırmıştır. Böylesi bir uygulama Avrupa tarihinde görülmemiştir. Buradan bir sonuç çıkarılacaksa o sonuç muhakkak ki kriz yönetimi konusunda Hollanda hükümetinin ne kadar toy olduğudur. Ve bu toyluk ortada herhangi bir kriz olmadığı halde su üstüne çıkmıştır. Öte yanda her zaman için kişisel hak ve hürriyetlerin en üst düzeyde tutulduğu Avrupa böylesi bir yaptırıma herhangi bir ses çıkarmamıştır. Aynı yaptırımları Türk hükümeti herhangi bir Hollandalı bakana ve Hollanda vatandaşlarına yapmış olsaydı Avrupa bu olayı 20-30 yıl boyunca dilinden düşürmezdi. Ancak olay Türk vatandaşlarına yapıldığı için hiçbir tepki göstermediler. Bu da demek oluyor ki Avrupa'da insani değerler tam olarak yerine oturmamıştır. Kişisel hak ve hürriyetler sadece kendi halkları ile sınırlı kalmıştır. Avrupa'da 2. Dünya Savaşından bu yana hiçbir düşünce gelişmemiş kendini güncellememiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder